Kolay Almanca
Bu yazıda, Almanca dilindeki ilgi ve ilgisizlik ifadelerini keşfedeceğiz. Dil, kültürler arasında köprü kurma ve anlamayı sağlama görevi gördüğünden, bu ifadelerin doğru bir şekilde kullanılması, iletişimimizi zenginleştirebilir.
İlgi ve ilgisizlik! Hayatımızın bir parçası olan bu iki kavram, insan ilişkilerinden günlük ilgi alanlarımıza kadar geniş bir yelpazede kendini gösterir. Almanca dilinde ifade edilen bu cümlelerle birlikte, farklı durumları ve duygusal durumları daha yakından keşfedeceğiz. Sizleri, Almanca dilinde bu nuansları birlikte incelemeye davet ediyorum. Haydi, başlayalım!
- Ich interessiere mich sehr für Kunstgeschichte.
- Sanat tarihine büyük ilgi duyuyorum.
- I am very interested in art history.
- Er zeigt keinerlei Interesse an Sport.
- O, spora hiç ilgi göstermiyor.
- He shows no interest in sports at all.
- Sie ist wirklich begeistert von neuen Technologien.
- O, yeni teknolojilere gerçekten ilgi duyuyor.
- She is really enthusiastic about new technologies.
- Ich bin nicht sonderlich interessiert an Politik.
- Politikaya pek ilgi duymam.
- I am not particularly interested in politics.
- Das Thema interessiert mich überhaupt nicht.
- Bu konu beni hiç ilgilendirmiyor.
- I am not interested in this topic at all.
- Sie zeigt Desinteresse an fremden Kulturen.
- O, yabancı kültürlere karşı ilgisizlik gösteriyor.
- She shows disinterest in foreign cultures.
- Er ist völlig gleichgültig gegenüber aktuellen Trends.
- O, mevcut trendlere karşı tamamen kayıtsız.
- He is completely indifferent to current trends.
- Diese Themen sind für mich höchst uninteressant.
- Bu konular benim için son derece ilgisiz.
- These topics are highly uninteresting to me.
- Sie hegt großes Interesse für Astronomie und Weltraumforschung.
- O, astronomi ve uzay araştırmalarına büyük bir ilgi besliyor.
- She has a great interest in astronomy and space research.
- Ich fühle mich total desinteressiert an diesem Thema.
- Bu konuda tamamen ilgisiz hissediyorum.
- I feel totally disinterested in this topic.
- Sein Interesse an fremden Kulturen zeigt sich in seinem umfangreichen Bücherregal.
- Yabancı kültürlere olan ilgisi, geniş kütüphanesinde kendini gösteriyor.
- His interest in foreign cultures is evident in his extensive bookshelf.
- Ich bin sehr gleichgültig gegenüber den neuesten Modetrends.
- Ben en son moda trendlerine karşı çok kayıtsızım.
- I am very indifferent to the latest fashion trends.
- Das Museum weckt meine Neugier, aber er zeigt Desinteresse daran.
- Müze benim merakımı uyandırıyor, ama o buna karşı ilgisiz.
- The museum arouses my curiosity, but he shows disinterest in it.
- Sie hat wenig Neigung, sich mit politischen Debatten auseinanderzusetzen.
- O, politik tartışmalarla uğraşmaya pek eğilimli değil.
- She has little inclination to engage in political debates.
- Obwohl er sich desinteressiert zeigt, hört er aufmerksam zu.
- O, ilgisiz görünse de dikkatlice dinliyor.
- Although he appears disinterested, he listens attentively.
- Mein Bruder zeigt ein lebhaftes Interesse an Informatik und Programmierung.
- Kardeşim bilgisayar bilimi ve programlamaya canlı bir ilgi gösteriyor.
- My brother shows a lively interest in computer science and programming.
- Seine Augen leuchten vor Begeisterung für Technologie.
- Teknolojiye karşı büyük bir coşku ile parlıyor gözleri.
- His eyes light up with enthusiasm for technology.
- Ich bin überhaupt nicht interessiert an Fußball.
- Futbola hiç ilgi duymam.
- I am not interested in football at all.
- Trotz ihrer Desinteresse am Kochen, hat sie ein erstaunliches Dinner zubereitet.
- Yemek yapmaya olan ilgisizliğine rağmen, harika bir akşam yemeği hazırladı.
- Despite her disinterest in cooking, she prepared an amazing dinner.
- Er zeigt wenig Neigung, über persönliche Angelegenheiten zu sprechen.
- Kişisel konular hakkında konuşmaya pek eğilimli değil.
- He shows little inclination to talk about personal matters.
- Ihr Interesse für Astronomie ist so groß, dass sie eine Teleskop-Sammlung hat.
- Astronomiye olan ilgisi o kadar büyük ki, bir teleskop koleksiyonu var.
- Her interest in astronomy is so great that she has a collection of telescopes.
- Er ist regelrecht begeistert von historischen Romanen.
- O, tarihi romanlara karşı gerçekten coşkulu.
- He is genuinely enthusiastic about historical novels.
- Die Mathematik weckt in ihm keinerlei Interesse.
- Matematik onda hiç ilgi uyandırmıyor.
- Mathematics sparks no interest in him whatsoever.
- Sie zeigt Desinteresse an der aktuellen politischen Lage.
- O, güncel siyasi duruma karşı ilgisizlik gösteriyor.
- She shows disinterest in the current political situation.
Ve işte geldik yazımızın sonuna. Bugün ilgi ve ilgisizlik arasında gidip gelen Almanca cümleleri inceledik. Dilin gücüyle duygularımızı ifade etmek ve ilişkilerimizi şekillendirmek gerçekten büyülü bir şeydir. Umarım bu cümleler, dilbilgisini keşfetmek ve Almanca’da ifade gücünü artırmak isteyen herkes için ilham verici olmuştur.
Danke fürs Lesen!
(Okuduğunuz için teşekkür ederim!)