İletişim, farklı düşüncelerin paylaşılması ve çeşitli görüşlerin anlaşılmasıyla zenginleşir. Bu yazıda, Almanca dilinde farklı görüşte olduğunuzu bildirmek için kullanabileceğiniz ifadeleri inceleyeceğiz. Farklı bakış açıları, bir konuyu derinlemesine anlamamıza ve daha zengin bir diyalog kurmamıza olanak tanır. Hadi başlayalım!

Advertisement

Almanca’da Farklı Görüşte Olduğunu Bildiren Cümle Örnekleri

Umarım bu ifadeler, Almanca dilinde farklı görüşleri ifade etmenizde size yardımcı olur. İyi okumalar!

  • Entschuldigung, aber das sehe ich anders.
  • Özür dilerim, ama ben bunu farklı görüyorum.
  • Sorry, but I see it differently.
  • Das kann ich nicht akzeptieren.
  • Bunu kabul edemem.
  • I can’t accept that.
  • Da müssen wir uns wohl widersprechen.
  • Sanırım burada fikir ayrılığına düşeceğiz.
  • I think we’ll have to disagree on this.
  • Ich bin anderer Meinung.
  • Farklı bir görüşteyim.
  • I have a different opinion.
  • Da kann ich dir leider nicht zustimmen.
  • Üzgünüm, ama sana maalesef katılamam.
  • Sorry, but I can’t agree with you on that.
  • Da muss ich widersprechen.
  • Burada itiraz etmek zorundayım.
  • I have to disagree on this point.
  • Ich sehe das überhaupt nicht so.
  • Ben bunu hiç böyle görmüyorum.
  • I don’t see it that way at all.
  • Ich denke nicht, dass das stimmt.
  • Bence bu doğru değil.
  • I don’t think that’s true.
  • Da bin ich anderer Meinung.
  • Ben farklı bir fikirdeyim.
  • I have a different opinion on this.
  • Das halte ich für unwahrscheinlich.
  • Bunu olasılıksız buluyorum.
  • I find that unlikely.
Advertisement
  • Tut mir leid, ich stimme Ihnen nicht zu.
  • Üzgünüm, maalesef aynı fikirde değilim. Katılmıyorum.
  • Sorry, I don’t agree with you. I disagree.
  • Ich bin leider anderer Meinung.
  • Maalesef farklı görüşteyim.
  • Unfortunately, I have a different opinion.
  • Da habe ich meine Zweifel.
  • Benim şüphelerim var.
  • I have my doubts.
  • Das glaube ich nicht.
  • Buna inanmıyorum.
  • I don’t believe that.
  • Ich bezweifele sehr, dass dies der Fall ist.
  • Durumun bu olduğundan şüpheliyim.
  • I highly doubt that’s the case.
  • Da bin ich mir nicht so sicher.
  • Pek emin değilim.
  • I’m not so sure about that.
  • Das scheint mir eher unwahrscheinlich.
  • Bu bana pek mümkün görünmüyor.
  • That seems rather unlikely to me.
  • Ich bin eher skeptisch.
  • Ben şüpheciyim.
  • I am rather skeptical.
  • Ich glaube, es liegt ein Missverständnis vor.
  • Bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyorum.
  • I think there is a misunderstanding.
  • Unsere Meinungen scheinen in dieser Sache auseinanderzugehen.
  • Görüşlerimiz bu konuda farklılaşıyor gibi görünüyor.
  • Our opinions seem to differ on this matter.
  • Ich bin nicht einverstanden.
  • Katılmıyorum.
  • I disagree.
  • Ich stimme Herrn Ali nicht zu.
  • Bay Ali ile aynı fikirde değilim.
  • I don’t agree with Mr. Ali.
  • Ich teile Ihre Meinung nicht.
  • Fikrini paylaşmıyorum.
  • I don’t share your opinion.
  • Wir haben unterschiedliche Ansichten.
  • Farklı görüşlerimiz var.
  • We have different views.
  • Wir sind in dieser Sache unterschiedlicher Meinung.
  • Buna katılmıyoruz.
  • We disagree on this matter.
  • Wir sind in dieser Sache ziemlich gespalten.
  • Bu konuda oldukça ayrıldık.
  • We are quite divided on this issue.
  • Ich muss Ihnen in Bezug auf das, was Sie gerade gesagt haben, widersprechen.
  • Az önce söylediğin şey konusunda seninle aynı fikirde değilim.
  • I must disagree with you on what you just said.
  • Das würde ich bestreiten.
  • Bunu inkar (red) ediyorum.
  • I would dispute that.
  • Das ist nicht richtig / korrekt.
  • Bu doğru / gerçek değil.
  • That is not right/correct.
  • Das kann doch nicht wahr sein.
  • Bu doğru olamaz.
  • This can’t be true.
  • Ich bin völlig anderer Meinung.
  • Tamamen farklı fikirdeyim.
  • I completely disagree.
  • Ich bin dagegen.
  • Buna karşıyım.
  • I am against it.
  • Du bist auf der falschen Fährte.
  • Yanlış yoldasın.
  • You are on the wrong track.
  • Das sehe ich (gar) nicht so.
  • Ben böyle görmüyorum.
  • I don’t see it that way (at all).
  • Da muss ich dir widersprechen.
  • Burada sana karşı çıkmak zorundayım.
  • I have to contradict you on this.
  • Sie sind sich absolut nicht einig.
  • Kesinlikle katılmıyorum.
  • They absolutely do not agree.
  • In dieser Sache werden wir uns wohl nicht einig werden.
  • Muhtemelen bu konuda hemfikir olmayacağız.
  • We probably won’t agree on this matter.

Farklı görüşleri anlamak ve saygı göstermek, zengin bir iletişim kurmanın önemli bir parçasıdır. Bu ifadelerle, farklı bakış açılarını açıkça ifade edebilir ve karşılıklı anlayışı güçlendirebilirsiniz.

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere, çeşitli görüşlerle dolu bir gün dilerim!

Teile deine Liebe
Advertisement