Kolay Almanca
Alışveriş, günlük yaşantımızın ayrılmaz bir parçasıdır ve dil öğrenirken bu konuda edinilen beceriler, gerçek dünya ile iletişim kurmamıza yardımcı olabilir. Almanca alışverişte kullanılan temel ifadeleri öğrenmek, sadece dil becerilerinizi geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda Alman kültürüne daha yakından bakmanıza da olanak tanır. Hadi başlayalım!
Kasada müşteri ve kasiyer arasında geçen diyaloglar:
Bu diyaloglar, alışveriş sırasında kasanın önünde geçen temel cümleleri içermektedir.
- Kunde: Guten Tag! Ich möchte diese Artikel bezahlen.
- Müşteri: Merhaba! Bu ürünleri ödemek istiyorum.
- Customer: Hello! I would like to pay for these items.
- Kassierer: Guten Tag! Haben Sie eine Kundenkarte?
- Kasiyer: Merhaba! Bir müşteri kartınız var mı?
- Cashier: Hello! Do you have a customer card?
- Kunde: Ja, hier ist meine Kundenkarte.
- Müşteri: Evet, işte müşteri kartım.
- Customer: Yes, here is my customer card.
- Kassierer: Danke. Wie möchten Sie bezahlen? Bar oder mit Karte?
- Kasiyer: Teşekkür ederim. Nasıl ödemek istersiniz? Nakit mi, kart mı?
- Cashier: Thank you. How would you like to pay? Cash or card?
- Kunde: Ich zahle bar, bitte.
- Müşteri: Nakit ödeyeceğim, lütfen.
- Customer: I’ll pay in cash, please.
- Kassierer: Das macht 35 Euro. Hier ist Ihr Wechselgeld.
- Kasiyer: Toplam 35 Euro. İşte paranızın üstü.
- Cashier: That’s 35 euros. Here is your change.
- Kunde: Vielen Dank! Einen schönen Tag noch.
- Müşteri: Çok teşekkür ederim! İyi günler dilerim.
- Customer: Thank you very much! Have a nice day.
Mağazada reyon görevlisi ile müşteri arasında geçen diyaloglar:
Bu diyaloglar, alışveriş sırasında reyonlarda geçen temel cümleleri içermektedir.
- Müşteri: Entschuldigung, wo finde ich die Damenbekleidung?
- Müşteri: Affedersiniz, bayan giyimini nerede bulabilirim?
- Customer: Excuse me, where can I find the women’s clothing?
- Reyon Görevlisi: Natürlich, Damenbekleidung ist im zweiten Stock, links.
- Reyon Görevlisi: Tabii ki, bayan giyim ikinci katta, solda.
- Sales Clerk: Of course, women’s clothing is on the second floor, on the left.
- Müşteri: Haben Sie diese Bluse auch in einer anderen Farbe?
- Müşteri: Bu bluzu başka bir renkte de var mı?
- Customer: Do you have this blouse in another color?
- Reyon Görevlisi: Ja, wir haben sie auch in Blau und Grün.
- Reyon Görevlisi: Evet, mavi ve yeşil renklerde de var.
- Sales Clerk: Yes, we have it in blue and green as well.
- Müşteri: Wie viel kostet dieser Pullover?
- Müşteri: Bu kazak ne kadar?
- Customer: How much is this sweater?
- Reyon Görevlisi: Der Pullover kostet 40 Euro.
- Reyon Görevlisi: Kazak 40 Euro.
- Sales Clerk: The sweater is 40 euros.
- Müşteri: Danke, ich nehme ihn.
- Müşteri: Teşekkür ederim, alıyorum.
- Customer: Thank you, I’ll take it.
- Reyon Görevlisi: Gern geschehen. Möchten Sie noch etwas?
- Reyon Görevlisi: Rica ederim. Başka bir şey ister misiniz?
- Sales Clerk: You’re welcome. Would you like anything else?
Mağazada soyunma kabinleri civarında geçen diyaloglar:
Bu diyaloglar, alışveriş sırasında soyunma kabinleri civarında geçen temel cümleleri içermektedir.
- Müşteri: Entschuldigen Sie, kann ich diese Bluse anprobieren?
- Müşteri: Affedersiniz, bu bluzu deneyebilir miyim?
- Customer: Excuse me, can I try on this blouse?
- Reyon Görevlisi: Natürlich, die Umkleidekabinen sind gleich hier links.
- Reyon Görevlisi: Tabii ki, soyunma odaları hemen burada, solda.
- Sales Clerk: Of course, the fitting rooms are right here on the left.
- Müşteri: Gibt es eine Begrenzung für die Anzahl der Kleidungsstücke in der Kabine?
- Müşteri: Kabinedeki giysilerin sayısı için bir sınırlama var mı?
- Customer: Is there a limit to the number of items in the fitting room?
- Reyon Görevlisi: Ja, Sie können bis zu sechs Teile mitnehmen.
- Reyon Görevlisi: Evet, altı parçaya kadar alabilirsiniz.
- Sales Clerk: Yes, you can take up to six items.
- Müşteri: Können Sie mir eine andere Größe bringen? Diese passt nicht richtig.
- Müşteri: Bana başka bir beden getirebilir misiniz? Bu tam oturmuyor.
- Customer: Can you bring me another size? This one doesn’t fit properly.
- Reyon Görevlisi: Selbstverständlich, ich schaue sofort nach einer anderen Größe.
- Reyon Görevlisi: Tabii ki, hemen başka bir beden bakıyorum.
- Sales Clerk: Of course, I’ll check for another size right away.
- Müşteri: Kann ich meine Tasche mit in die Kabine nehmen?
- Müşteri: Çantamı kabinle birlikte alabilir miyim?
- Customer: Can I take my bag into the fitting room?
- Reyon Görevlisi: Ja, das ist erlaubt. Bitte lassen Sie Ihre Wertsachen nicht unbeaufsichtigt.
- Reyon Görevlisi: Evet, bu izin verilir. Lütfen değerli eşyalarınızı gözetimsiz bırakmayın.
- Sales Clerk: Yes, that’s allowed. Please don’t leave your valuables unattended.
Almanca alışveriş diyaloglarıyla dolu bu yazımızın sonuna geldik. Umarım, bugün öğrendiğiniz ifadelerle günlük yaşantınızda ve belki de bir gün Almanya’da gerçekleştireceğiniz alışveriş deneyimlerinizde kendinizi daha rahat hissedersiniz. Dil öğrenme sürecinde pratiğin ne kadar önemli olduğunu unutmayın. İyi alışverişler ve dil öğrenme yolculuğunuzda başarılar dilerim!