Bugün, Almanca dilinde restoran veya lokanta ziyaretleri sırasında işinizi kolaylaştıracak ifadeleri keşfedeceğiz. Yemek siparişi vermek, öneri almak veya hesap sormak gibi durumlarda kullanılabilecek cümleler, dil becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacak. Alman mutfağını keşfederken veya sadece güzel bir akşam yemeği için dışarıda olduğunuzda bu ifadelerle kendinizi daha rahat hissedeceksiniz. Hadi başlayalım!

Advertisement

Almanca’da Restaurant ve Lokantada Geçen Cümle Örnekleri

İşte Almanca’da Restaurant ve Lokantada kullanabileceğiniz bazı temel ifadeler:

Masa Rezervasyonu

  • Ich möchte einen Tisch reservieren.
  • Bir masa rezerve etmek istiyorum.
  • I would like to reserve a table.

Kişi Sayısı ve Saat

  • Für wie viele Personen?
  • Kaç kişi için?
  • For how many people?
  • Ein Tisch für vier Personen um 19.30 Uhr.
  • 19.30’da dört kişilik bir masa.
  • A table for four people at 7:30 PM.

Masa Tercihi

  • Nach Möglichkeit hätten wir gern einen Tisch am Fenster / im Garten / draußen auf der Terrasse / in einer ruhigen Ecke.
  • Mümkünse pencerede bir masa / bahçede / dışarıda terasta / sessiz bir köşede istiyoruz.
  • If possible, we would like a table by the window / in the garden / outside on the terrace / in a quiet corner.

Rezervasyon Onayı

  • Guten Abend, wir haben eine Reservierung auf den Namen …
  • İyi akşamlar, … adına bir rezervasyonumuz var.
  • Good evening, we have a reservation under the name…

Masa Durumu

  • Ist (dieser Platz) hier frei?
  • (Bu yer) Burası boş mu?
  • Is (this seat) here free?
  • Herr Ober!
  • Garson!
  • Waiter!

İçecek Siparişi

  • Ich nehme einen Saft.
  • Meyve suyu alıyorum.
  • I’ll have a juice.

Menü Talebi

  • Können wir bitte die Speisekarte haben?
  • Menüyü alabilir miyiz lütfen?
  • Can we have the menu, please?

Günlük Spesiyaller

  • Haben Sie Tagesgerichte?
  • Günlük spesiyalleriniz var mı?
  • Do you have daily specials?

Yemek Siparişi

  • Haben Sie gewählt?
  • Seçtiniz mi?
  • Have you decided?
  • Ich nehme einen gemischten Salat als Vorspeise.
  • Başlangıç olarak karışık bir salata alıyorum.
  • I’ll have a mixed salad as a starter.
  • Und als Hauptgericht hätte ich gern die Nudeln mit Lachs.
  • Ve ana yemek olarak somonlu makarna istiyorum.
  • And for the main course, I’d like the pasta with salmon.

Diyet ve Alerji

  • Ich bin Vegetarier / Vegetarierin.
  • Ben vejeteryanım.
  • I am a vegetarian.
  • Ich bin gegen … allergisch.
  • Benim …’ya alerjim var.
  • I am allergic to…

Özel Talepler

  • Könnte ich das Gericht ohne Kartoffeln bekommen?
  • Bu yemeği patatessiz alabilir miyim?
  • Could I get the dish without potatoes?
  • Könnte ich statt der Kartoffeln mehr Gemüse bekommen?
  • Patates yerine daha fazla sebze alabilir miyim?
  • Could I get more vegetables instead of potatoes?

Et Pişirme Durumu

  • Ich hätte das Steak gern blutig / medium / durchgebraten.
  • Biftek kanlı / orta / iyi kızarmış istiyorum.
  • I would like the steak rare / medium / well-done.

İçecek Siparişi (Devam)

  • Und zu trinken hätten wir gern eine Flasche Wasser mit / ohne Kohlensäure.
  • Ve içecek olarak asitli/asitsiz bir şişe su istiyoruz.
  • And to drink, we would like a bottle of water with / without carbonation.

Servis Talepleri

  • Bringen Sie mir bitte noch ein Messer / eine neue Gabel / einen sauberen Löffel.
  • Lütfen bana başka bir bıçak / çatal / temiz kaşık getirin.
  • Please bring me another knife / a new fork / a clean spoon.

Yemekten Sonra

  • Ich bin fertig. Ich habe genug.
  • Ben bitirdim. Benim için yeter.
  • I’m finished. I’ve had enough.
  • Ich bin satt. Mehr schaffe ich nicht.
  • Ben doydum. Daha fazlasını yiyemeyeceğim.
  • I’m full. I can’t eat more.

Tatlı ve Hesap

  • Für mich bitte kein Dessert.
  • Benim için lütfen tatlım.
  • No dessert for me, please.
  • Die Rechnung, bitte.
  • Fatura lütfen.
  • The bill, please.

Ödeme ve Hesap

  • Bezahlen wir hier oder an der Theke / am Ausgang?
  • Hesabı burada mı yoksa tezgahta/çıkışta mı ödüyoruz?
  • Do we pay here or at the counter / at the exit?
  • Wir teilen die Rechnung, oder?
  • Hesabı paylaşıyoruz, değil mi?
  • Are we splitting the bill?
  • Du bist mein Gast. Das übernehme ich.
  • Sen benim misafirimsin. Ben devralıyorum.
  • You are my guest. I’ll take care of it.
  • Gut, aber dann bin ich nächstes Mal dran.
  • Güzel, ama o zaman bir dahaki sefere benim sıram.
  • Okay, but then it’s my turn next time.

Almanca restoran ve lokantalarda kullanılan ifadeleri öğrenerek, yemek deneyiminizi daha keyifli ve sorunsuz hale getirebilirsiniz. Dil, lezzetli bir yemeğin yanında paylaşılan anıları da zenginleştirir. Bu yazıdaki cümlelerle, Almanca konuşulan bölgelerde yemek deneyiminizi daha etkili kılabilir ve yerel kültürü daha yakından tanıyabilirsiniz.

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere, afiyet olsun!

Teile deine Liebe
Advertisement